Pırlantanın Tarihçesi ve Kadınlar İçin Önemi

Pırlantanın Tarihçesi ve Kadınlar İçin Önemi

Çağlar boyunca güzel olan her şey insanların ilgisini çekmiş ve insanoğlu binlerce yıldır güzel olanın peşinde koşmuştur. Edebiyat olsun sanat olsun estetik ve bilim de dahil bir çok dal güzel olanı bulmaya çalışmış ve günümüzde güzellik kavramı hala belirli bir açıklamaya kavuşmamıştır. Bir zamanlar zayıf kadınlar hastalıklı ve doğurgan olmadıkları iddiasıyla çirkin bulunmuş ve güzellik şişman kadınların sıfatı olmuştur. Ama günümüzde bu algı tamamen değişmiş, güzelliğin altın kurallarından biri fiziksel olarak zayıf olmak haline gelmiştir.

14. Yüzyılın İtalya’sında güzellik demek geniş bir alına sahip olmak demekti. 1558-1603 yılları arasında güzellik aşırı ince belli kadınlar için kullanılan bir kavramdı ve kadınlar güzellik uğruna korselerle hayatını birleştirmiş ve çoğu zaman oksijensizlikten bayılmışlardı. 6. Yüzyılda soluk ten güzelliğin temsilcisiydi ve kadınlar soluk görünebilmek için kendilerini keserek kan akıtmışlar bu sayede toplum tarafından güzel olarak kabul görülmüşlerdir. Ama günümüzde bronz ten oldukça moda ve birçoğumuz kışın bile bronz görünmek için solaryuma girmekteyiz. Bir dönem küçük ayaklar ve büyük gözler güzellik kavramını açıklamaktaydı. Tüm bunlardan çıkan sonuç, güzellik değişken bir kavramdır ve sürekli değişmektedir. Eski yunan filozofu Plotiunus güzelliğin ilahi aklın eşya alemindeki ışıltısı olarak tanımlamıştır. Bunların yanında, dünyamızda değişmeyen güzellikler de mevcut elbette ki… Değerli taşlar ve bunlardan yapılan mücevherler yüzyıllardır güzelliğin değişmez yapıtlarındandır. Bu değerli ve güzel taşlardan biri de hiç şüphesiz herkesin tahmin edebileceği gibi elmaslardır.

Elmas esasında yerin altında basınç ve yüksek ısıyla oluşan bir madendir. Elmasın özel kesilmiş haline pırlanta denir. İlk elmas M.Ö 2500 yıllarında Hindistan’da bir nehir kenarında bulundu. Hintliler bu taşa tanrının gözyaşı adını vermiş ve bu taşın kutsal olduğuna kanaat getirmişlerdir. M.Ö 327 yılında Büyük İskender Hindistan’dan Avrupa’ya ilk elmasları getirmiş ve tüccarlar ilk olarak Venedik’te elmasın tanınmasını sağlamışlardır. Zamanla kralların ve kraliçelerin taçlarına konulan elmaslar statü ve gücün sembolü haline gelmiştir. Elması elmasa sürterek yüzeyinin daha çok parlaması sağlanmış ve bu yeni kesimle birlikte elmas yalnızca taçlarda değil mücevherlerde de kullanılmaya başlanmıştır. Böylece elmas, soylu ailelerin sıklıkla kullandığı inciye rakip olmuştur. Dünyada bulunan en büyük elmas Güney Afrika’nın Cullinan kentinden çıkmış olup, bundan 9 büyük elmas 96 tane de küçük pırlanta kesilmiştir. Yüzlerce yıldır elmas, sertliği asitlerden ve iklim değişikliklerinden etkilenmeyişi kararmayışı ve dayanıklılığıyla sonsuz aşkın sembolü olarak insanlık tarihindeki yerini korumaktadır. Günümüzde de oldukça popüler olan pırlanta yüzüğün nişanda takılması neredeyse tüm dünyada evlenme sürecinin geleneklerinden biri haline gelmiştir. Bu gelenek çok eskilere dayanmaktadır. 1477 yılında Avusturya arşidükü Maximilian’ın Burgundy’li Marry’e nişanlılığının sembolü olarak elmas yüzük hediye etmesiyle elmas nişan yüzüğü geleneği başlamış ve bu gelenek günümüze dek gelmiştir. Peki, bu elmas denen madeni değerli yapan nedir? Bu sorunun cevabı birden fazladır; çünkü elmas parlak, dayanıklı, saf olduğu kadar da nadirdir. Doğada az bulunan bir madendir ve sırf bu bile onu değerli kılmaya yeter de artar bile… Elmasın dillerden düşmeyen ışıltısının ve parlaklılığının asıl sebebi refraktik indisinin yüksek olmasıdır. Yani ışığın kırınımıyla ilgili bir olaydır. Yakut ve safir gibi değerli ve ışıltılı taşların refraktik indisi 1.77 iken elmasınki 2.42’dir. Pırlanta yüzükler kadar olmasa da pırlanta küpeler de oldukça modadır ve kadınların şıklığını tamamlamaya bire bir aksesuarlardandır. Pırlanta asla modası geçmeyen bir klasik haline gelmiş ve uzun yıllar da böyle olmaya devam edecek gibi duruyor.Kaliteli pırlantanın adresi thales pırlanta, sürekli güncellediği modelleriyle size hizmet vermektedir.

sponsor reklam

Yorum Yok

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir